29 Nisan 2014 Salı

AŞIKLIOĞLU HÜSEYİN


KİMDİR:  Maraş harbinin sembol isimlerinden. Askere gitti,  12 yıl sonra döndü. Çanakkale’de savaştı.
"-Ben anamdan doğdum, kalede bayrağımı gördüm. Ölünceye kadar da göreceğim.”

---------

MESLEĞİ: Saraçlık*.

ANA/BABA: Baba adı Mustafa, anne adı Ümmügülsüm’dür.

DOĞUMU: 1888’de Maraş’ta doğdu.


UZUN ZAMAN:  Genç yaşta askere gider. Yemen, Balkan ve Çanakkale savaşlarına katılır. Çanakkale savaşlarında Mustafa Kemal Paşa’yı yakından tanıma fırsatı bulur. Harb-i Umuminin bitmesi üzerine 12 yıl aradan sonra memleketine döner. Dönüşünde evde ekmek yapan ev halkından kimse onu tanıyamaz. (1)

PİS: Önünden geçen düşman komutanına necis gözüyle bakıp ayağa kalkmazdı. (2)
Maraş harbinde mahallesinde çarpıtı.

PAROLASI
“Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz”.(3)

Şehirde bunlar olurken İslahiye yönünden Maraş'a gelmekte olan bir Fransız müfrezesi, Türkoğlu'nun 15 km. güneyinde imha edildi.
KARA GÜN /AK GÜN: 28 Kasım 1919 Cuma sabahı Maraşlının en kara sabahı oldu. Maraşlı bu  kara sabahı, Rıdvan Hocanın Ulu Camideki tarihi konuşmasından sora kaleye hücum ederek, kara gün ak güne çevrildi.
Ertesi gün dükkanlar, çarşı ve pazar açılmadı. Guvernör yanına tercümanını da alarak sokağa çıktı. Amacı şehri dolaşarak Maraşlılarla  konuşmak, halkın nabzını yoklamak ve kamuoyunu sakinleştirmekti. Nakip Camii önüne geldiğinde Aşıklıoğlu Hüseyin (4) adındaki gençle karşılaştı. 

TERÖRİST KIZ: (5) Andre Guvernör,


 Hırlakyan’ın torunu geleceğin Ermenistan Prensi Osep kızı (tarifi imkansız derecede  güzel bir kız olan) Helena’yı dansa davet eder. Militan kız;   Maalesef mösyö, diye reddeder. 

DİĞER KENTLER

Maraş savaşından sonra Antep harbi gibi komşu kentlerin savaşlarında da çarpıştı, komşuların kurtuluşuna katkıda bulundu.
Güzel konuşur. 

KİŞİLİĞİ: Seven, sevilen saygın bir kişiliğe sahipti. 

MEDENİ DURUMU: Teyzesinin kızı Gülkız’la evlenir. 5 kız bir oğlu olur.

ÖLÜMÜ: 11 Nisan 1941 tarihinde  vefat eder, Maraş Şeyhadil mezarlığına gömülür.

--------------------------------

AÇIKLAMA


*  Saraçlık: Eyer, semer gibi bütün takımların deri ve meşinden olan kısımlarını yapma ve tâmir etme işi, sanatı. Meşin ve deriden çeşitli eşyâlar yapanlara saraç, bu sanata ve işe saraçlık; bu şekildeki sanat sâhiplerinin (erbâbının) toplu hâlde bulundukları yerlere saraçhâne ismi verilmektedir.

(1)  Kendi sülalesinden Hatun (bir kaynakta teyzesinin kızı Gülkız) kızla evlenir. Bu evlilikten beş kızı ve bir oğlu olur. Kızlardan üçü küçük yaşta vefat eder.
İşgal yıllarında kendi mahallesi olan Ekmekçi mahallesi ve Çukuroba Semtinin savunmasına iştirak eder.
Harp içinde geçen birçok menkıbesinden biri vardır ki onun kişiliğini olanca netliği ile ele verir.
Harp ettiği günlerde kulağına kardeşinin harpten kaçmak üzere olduğu haberi gelir. Harbi bırakır, koşarak doğru eve gelir. Bakar ki gerçekten de kardeşi harbi bırakıp köye kaçma hazırlığında. Hemen ona seslenir:
-Sen harpten nasıl kaçarsın? Harpten kaçmak günahtır, cezası ölümdür, der.


(2) GUVARNÖR:   Fransızların Acemi ve uçarı komutanı.  Cebel-i Bereket (Osmaniye) komutanı Andre, “Goueveneur ” sıfatıyla Maraş’a atanır. 
Ermeniler Andre’yi parlak bir törenle karşılar (26 Kasım 1919) önceden hazırladıkları büyük bir Fransız bayrağını açarak “Yaşasın Fransa, Yaşasın Kilikya” sloganlarıyla ortalığı yıkarlar. Ermeni kızları zafer şarkılar söylerken, yeni yetme kopiller Türklere küfür yağdırırlar. 

(3) “Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz”. Aşıklıoğlu Hüseyin’  bu sözü ileride, mücadele parolasının kaynağı olacaktır.


SESSİZLİK / GERGİNLİK: Guvernör ve adamları rahiplerin söylediği marşlarla Maraş’a girerler. Jandarma Bölük Komutanı Mahmut Bey, Andre (GUVARNÖR) ile tercümanından başkasını hükümet binasına almaz. 
Guvernör Andre, Mutasarrıf Ata Bey’le bir müddet görüşür. Guvarnör ilk olarak kaleden Türk Bayrağını indirtmeye kalkar. Ancak Ata Bey,  geri adım atmaz.   Komutan eli boş döner.  
Fıransız komutan için bu büyük bir yenilgidir. Yenilgiyi içine atamayan Andre, Kentin ileri gelenlerini, Kadir Paşa Konağına çağırır. Maraşlılar Boğazkesen Camii’nde toplanır ve bu davete icabet etmeme kararı alırlar. Guvernör buna hırslanır. Tehditvari hareket eder ve toplantının, Cumartesi günü Belediye binasında yapılmasını emreder. Bağırır çağırır.
 (4) Fransız Komutan Guvernör Andre Kenti denetlerken Nakıp Camii yakınlarında Aşıklıoğlu Hüseyin’in  adındaki gençle karşılaşır. 

Komutan ile  Aşıklıoğlu Hüseyin’in   arasında özetle şu konuşma geçti.

Guvernör Andre
"-Bir bez parçasından başka bir şey olmayan bayrak  için dün bu kadar gürültü yaptınız. İstesem hepinizi yok edebilirdim, yapmadım. Yarın top tüfek kullanacak olursam ne yaparsınız? Çoluk çocuğunuza acımıyor musunuz?"

Aşıklıoğlu Hüseyin

"-Ben anamdan doğdum, kalede bayrağımı gördüm. Ölünceye kadar da göreceğim. Biz bütün Türkler böyleyiz. Onu görmemek için ya kör olmak ya da ölmek lazım. Kör değilim. O halde onu görmezsem öldüm demektir. Hem bilir misiniz, bayrak için ölmek bizde şehit olmaktır ve en büyük şereftir. Yalnız ben değil, küçük-büyük, kadın-erkek bütün Maraşlı, her Cuma sabahı uyanınca ilk önce kaleye bakar, bayrağımızı görürüz. Yaşadığımızı anlar ve Allah' a şükrederiz. Sen bizi topla tüfekle susturacağını sanma. Bir gün senin silahlarınla karşılaşacak olursak, biz çoluk çocuğumuza top tüfek sesi duyurmayız. Önce onları biz öldürürüz, sonra evlerimizi ateşe veririz. Arkamızda bekleyenimiz, ağlayanımız kalmadıktan ve şehir kül olduktan sonra da karşına çıkarız. O zaman istersen bütün dünyanın silahlarını getir, bizi ölümle korkutamazsın.

Guvernör Andre Aşıklıoğlu'na verecek cevap bulamadı, oradan çarşıya indi.

-----


Helena (5)


27 Aralık 1919  - Ermeni liderlerinden Hırlakyan’ın evinde, yemekli toplantı düzenlenir.  Yemekler yenir, kadehler kalkar. Şarkılar söylenir, şehvet verici kahkahalar Andre’ ve adamlarını mest eder.  GUVARNÖR’ün işaretiyle balo başlar.  GUVARNÖR,  ortaya çıkar. Müziğin susmasını işaret eder. Orkestra susar.  Önce,  Ermenileri öven bir konuşma yapar. Sonra,  herkese iyi eğlenceler diler ve Agop Hırlakyan’ın torunu geleceğin Ermenistan Prensi Osep kızı Helena’yı dansa davet eder. Militan kız;  "Maalesef mösyö, sizinle dans edemeyeceğim için üzgünüm, zira kendimi hâlâ esir ve aşağılanmış görüyorum. Kalesinde Türk Bayrağı dalgalanan bir memlekette Fransızların hâkim olduğunu, bizim özgür bir biçimde yaşadığımızı kim iddia edebilir", der.

Baş döndürecek kadar güzel bir kız olan Helena tarafından reddedilmek Andre’yi düşündürür. Aşağılanmış olduğu düşüncesi içinde yer eder. Guvernör,  haykırır;  “O bayrak indirilsin!” diye bağırmaya başlar. Askerler kaleye koşarken Helena kendini Andre’nin kollarına atar. Orkestra çılgınca çalar, içkiler su gibi. Herkes dansta.   
28 Kasım 1919 Cuma sabahı Maraşlının en kara sabahı olur. Kale burcunda bayrağını göremeyen Maraşlılar  adeta yıkılırlar. Kısakürek ailesinden Avukat Mehmet Ali Bey (büyük yazar), kalenin karşısındaki evinde hasta yatmaktadır. Her gün dalgalanan bayrağı göremeyince kaleme uzanır, yazdığı beyannameyi kopya ederek,   Ulucami, Çarşıbaşı Camii, Sarayaltı Camii ve Arasa Camii’nin görülebilecek yerlerine asarlar. Cuma namazına gelenler çok heyecanlanırlar. 

---

CUMA VE ÖZGÜRLÜK


O gün,  Ulucami her zamankinden daha kalabalıktır.

Ezan vaktidir.
Sünnetler kılınır.
Rıdvan Hoca  düşünceli, 
minbere çıkar,
“Benden hutbe okumamı beklemeyin” der, “özgür olmayan bir millet Cuma Namazı kılamaz!” 

Herkes tedirgin.

Şerbetçioğlu Mehmet “Sancağı çıkarın” diye bağırır. Halk, minberdeki sancağı kaptığı gibi dışarı çıkar, yönleri  kaleye doğrudur.  Tekbir  sesleri  daha önce ulaşır  kaleye. Fransız askeri, silahlı bir çatışmayı göze alamaz, arka kapıdan kaçarlar. Zalhocaoğlu Osman bir kenara atılan Türk Bayrağını hürmetle öpüp başına koyar “Allahuekber!” diyerek yerine asar. Birkaç el silah atarak bayrağı selamlar ve dönüp namazlarını kılarlar. 

----------

Türkiye'nin Kurtuluşuna Öncü Olan Maraş Mücadelesinde Herkes Savaşan Birer Kahramandı. Biz, Bunlardan Yalnızca Bazı İsimleri Alıyoruz. 

ABDLLAH BAYAZIT

-----------------





ESKİ MARAŞ EVLERİNDEN 

-----------------------------------------------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder