27 Nisan 2014 Pazar

İNCİ OKUMUŞ

KİMDİR: Ozan Sosyal alanlarda pek çok projede bilfiil görev aldı

DOĞUMU: 1971 Yılında K. Maraş’ta doğdu. Şair ve yazar.
  
ÖĞRENİMİ: Lisans eğitimine devam etmedi. (Ziraat Fakültesi ’89)
Kalite Yönetim Sistemleri ve Proje Yönetim Mentollüğü üzerine eğitim aldı.

EDEBİ HAYATI: Genelde, 1996 sonrası yazdıklarıyla edebiyat camiasına girdi.
Şiirleri, Yeni Ufuk dergisi başta olmak üzere; Gençliğin Sesi, Dolunay, Seviye, Milli Kültür, Güneysu, Sandal, Ayna, Kırk Başak, Genç Kardelen, Külliye, Tebessüm, Harman vb,,,,kültür, sanat ve edebiyat dergilerinde yayımlandı.
Çeşitli yerel gazetelerde köşe yazarlığı yapmaktadır.

GÖREVİ:  Özel bir şirkette genel müdür olarak görev yapmaktadır. Önceleri de, Toplam Kalite Yönetiminde Yönetim Temsilciliği  yaptı.
ÖDÜLLERİ:  Deneme ve şiir dalında ödül aldı. (1990/1991 TRT GAP Anadolu şiir ödülü)
T.R.T GAP Radyosu’nda edebiyat programına makale ve şiirleriyle katkıda bulundu. (1991–1993)
SEÇİCİ  KURULDA:  Bir dergi tarafından düzenlenen Türkiye geneli şiir yazma yarışmalarında seçici kurul başkanlığı görevine ek olarak, çeşitli kurumlarca düzenlenen şiir yarışmalarında da jürilik görevlerinde bulundu.

Şiir, makale, deneme ve gezi türlerinde yazılar yazdı.

KURUCU  ÜYE: Sosyal alanlarda pek çok projede bilfiil görev aldı. İnci Okumuş, ayrıca Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Derneği kurucu üyesi, Kahramanmaraş Kültür Sanat Derneği ve Türk Kadınlar Birliği üyesidir

MEDENİ  HALİ:  Evli ve Oğuzalp ile Aybike adında iki çocuk annesidir.
ESERLERİ:  Şiir/Düğün Gönüle Kurulur

-----------------------------------------------------------------------

şiirinden örnekler

gözyaşındır gülüşüme düşen

I.

Adın Âişe’dir
Tebessümün, Hüma

Yokluğunda ıslanmış çocuk gözlerinden
Haşre dek sana yazılan bir zeyl düştü anne
Öksüzlerin üşüyen gecelerinde adın
Sensizliğe sarılmış
Sıcacık bir düştü anne

Ey adı bahta yoldaş olan
Gönül dağlarımda bu ses kimin?
Ne zaman toprağa ana diye değse ellerim
Çiçek çiçek kokunla bezeklenirim
Sesin candır yorgun yüreğime, sesin kemal
Cümlesine mühürlenirim

II.

Adın muhabbet gülerken
Ağlarken şefkat

Öksüzlük göç etsin bir yana
Adın görünsün
Açılsın kilitli defterler
Sensiz şiirler sürülsün
Mecnun bırakıp Leyla’sını adınla yürüsün anne
Derun zahir olsun
Küssün ateşler su boğulsun
Damladıkça gözlerin cehennemler söner anne

Uykularım sıla kokar yanımda yoksan
Düşmesin diye yıldızlar yine göğü tutsan
Bin bir ırmak olurum damarlarımda aksan
Seni görürüm hangi coğrafyaya baksam
Pusulama senli bir yön düştü anne
Vahye giren hatırın uğruna
Sana cennetten yer düştü anne

III.

Güzelliğin Fâtıma’dır
Gözlerin ilkbahar

Haşre dek sürecek sevdadan saçlarına
Kafiyesiz aklar düştü anne
Güzelliğin değdi dudak kırlangıçlarıma
Gözlerin şebnemine değdiğim
Serin bir düştü anne

Okuduğun Yasîn edasına
Hıçkırır gibidir melekler
Göğü tutarken sen kabul olur dilekler
Gönül atlasında bugün
Şehrayin oldun anne
Irmaklar yurt tutmuş havzasında gözlerinin
Gözlerini Nil’den mi doldurdun anne
Sana köşkler düşlerken ebedî
Cennete sokuldun anne

Sevgin süresiz bir yangın
Ateşi vazgeçilmez kılan
Üflüyor yakıyor ey
Nerde bu ateşi yakan
Vakit hasret vaktidir sana
Senli düşlerim serkeş çiçek yağmuru
Düşsem; derin uçurumlara
Bilirim uçurumlar yüreğinle dolu
Gözlerin bir çift güvercin,gülünce anne
Gökler titrer
Ellerin arşa değince anne

IV.

Yüzün miraç varana
Adın hüzün anlayana

Vaktidir acılarla kavileşmenin
Dağlar sesinin güftesi olmakta
Bitimsiz yağmurlar düştü gözlerine
Canım katre katre senden dolmakta
Hiç bitmemiş şiirlerde sana
Yaşamaktan öte bir yer düştü anne
Bembeyaz örtünle mütevekkil
Miracına melekler koştu anne

Gözyaşındır gülüşüme düşen
Sütün gibi hakkını helal etsen
Yakıp kavuruyor zaman
Doruklarından kar gönder anne
Kolların cennet selvisinden bir dal
Beni gölgene al
Beni gölgene al anne

İnci Okumuş

*

hasretin yaktığı
yerde istanbul


Nedim İstanbul
Sevdana düştüğüm yerde
Her kulaç
Sana götürüyor beni
Nasuhi gözyaşlarıyla âşıklar
Dinliyor Süleymaniye’den
Huzurun ulvîleşen sesini
Hissettir bana yalnızlığımda
Vefalı bir dost gibi
Hissettir ey İstanbul
Omzuma konmuş ellerini

Ferman İstanbul
Ağır ağır sürükle yorgunluğumu
Dalsın seninle gözlerim
Üsküdar’da hülyalı uykuya
Al kır direncini Beykoz’da
Ruhumdaki karanlığın
Müebbet ver
Kanlıca’da
Bekleyen sevdalıya

Derman İstanbul
İşte karşımdasın
Üsküdar tepeleri akşamı uğurlar
Sürgün düşlerimi Çamlıca’ da rehin alıp
Beykoz’da
Sana mecbur kılıyor uykular
Benzi sararıyorken
Koynunda seherin
Neden hâlâ sende diniyor ağrılar?

Beşîr İstanbul
Hangi evren
Tebessümün kadar esrarlı?
Hangi çile
Şükürlü çilen kadar?
Kalamış’ta huzura yenilirken
Tiryaki hüzünler
Kahrı gömen şarkıları söyle yeniden
‘İstanbul’u sevmezse gönül
Aşkı ne anlar? ’

Şefik İstanbul
Kapılıp kendi girdabına
Kendini yakan
Sana söyleyemediğim şiirler kalmış
Bir de erguvan tadında
Öpüşlerin dudaklarımda
Darağacına çekilirken
Dönülmez sevdalar
Sen kalmışsın canana kefil
Aşka şahit
Sere serpe Boğaz’ın ayaklarında

Kavi İstanbul
Akşam uykusuna dalan Hisar’ın
Sıçrar yangını damarlarıma
Bin âh ile yaşamayı öğrenirken senden
Yedi tepeden ilahî sesin gelir kulaklarıma
Firakına düştüğüm yerde bil ki
Koşuşan sendin
Kirpik uçlarıma

Canan İstanbul
Akşam sefasında yahut
Sabah endamında
Sana sızlanır
Sana açarım kalbimi
İsmine adadığım risalemde
Güzelliğindir bil ki
Hüznümün kefeni
Vaktin mizana konduğu yerde sen
Zümrüt bakışlarınla dalarsın
Boğazlardaki suya
Bense sitem dolu şiirler yazarım
Sensiz demlenen uykuya

İnci Okumuş


------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder