24 Nisan 2014 Perşembe

OZAN SELAMİ


ASIL ADI: Ramazan Mengilli.

KÖKENİ:  “Asıl kökenim avşardır. Avşarlar, Oğuz Han’ın oğlu Yıldız Han’ın soyundan gelmektedir. Osmanlı devleti Avşarları yerleşik hayata  geçirebilmek için 180 yıl uğraştıktan sonra  iskan edebilmiştir.-Ozanın kendi ifadesi-”

TÜRKMEN: Aşık Selami,  Türkmendir.

DOĞUMU: Maraş’ın Türkoğlu ilçesinin Kılılı Beldesinde 31.12.1953 yılında dünyaya geldi.

ÖĞRENİMİ: Maddi imkanlarının  yetersizliği  ilkokuldan sonra okumasına izin vermedi. Fakat fırsat buldukça  çeşitli kitaplar okuyarak kendini yetiştirmeye son derece gayret gösterdi.

OZANLAR TARTIŞIYOR: Sazı eline  almaya,  şiir yazmaya 1974 yıllarından itibaren başladığını söylüyor. Yetişmesine vesile olan yaşta Ozanlık konularına vakıf, büyükleri,  Duran Morkaya, Ali Karasu, Ejder Çiftçi, Kılıç Ali, Osman Salman ile zaman zaman bir araya gelerek ozanlık konularında tartışma yaparlardı.

ÇOBANLIK: 1969 Yılı  okul sonrası başladığı çobanlığı 1977 yılının Mart ayına kadar devam etti.

EKMEK 
ASLANIN AĞZINDA
Yaptığı çobanlığın  dışında,  çiftçilerin tarlalarında pamuk çapalayarak, bağ bahçe kazarak, biber pamuk toplayarak, ev yapanlara satmak üzere,  dağlarda taş sökerek, ekmeğini taştan çıkarıp ailenin yaşamını sürmesine yardımcı oldu.

GÜNÜM  BİTTİ: İşçi olarak çalıştığı sıtma savaştan, 14.3.2003 yılında  “günümüz bitti, biraz da bizden sonraki gelecek nesillere imkan  tanıyalım,” düşüncesiyle emekli olmuştur.

OZANLIK BELGESİ
 

ESERİ:  Rüzgâr ve Şecaat (1984) dır.

-----------------

ŞİİRLERİ 

 
*

HİLE OYUN

Güzel gardaş yaşıyorken hayatta
Darbe alıp ezilecek zaman var
Çok çileler tazede var bayatta
Tatlı candan bezilecek zaman var

Okyanuslar sular dolu kırbası
Zehire dönüşür tatlı çorbası
Bazen çetin olur düşmanın darbesi
Ağır yükler çözülecek zaman var

Binalara bekçi koyar girişe
Yiğit gerek peşrev vurup erişe
Daima çıkılmaz alış verişe
Çarşı pazar gezilecek zaman var

Der Selami cümle kullar bilesi
Hiç tükenmez eza cefa çilesi
Canlıları alt edecek hilesi
Gizli gizli sezilecek zaman var
                              10.09.2012
*

YAYLAMALIYIM

İlk bahar mevsimi güzel yaz ile
Çıkıp yüceleri heylemeliyim
Kurup meclisleri divan saz ile
Koçaklama bazlak söylemeliyim

Bir devran sürmeyi eylese nasip
Kardaş eşi dostu bağrıma basıp
Allah’a adayıp kurbanlar kesip
Garip yiğitleri eylemeliyim

Nerededir türlü çiçek kokanım
Çobanıyım yoz sürüye bakanım
Ala karlı yüce dağlar mekanım
Engin düz ovayı neylemeliyim
  
Selami meydana ateşi yakar
Çam kamalak ardıç göknarlar kokar
Derinden süzülür oluktan akar
İçip soğuk suyu yaylamalıyım
      10.05.3012

*

DURMAZ AŞIK

Yolu düşmüş bağa doğru
Çağlar coşar çağa doğru
Deli gönül  ırmak olmuş
Akar karlı dağa doğru

Yankılanır yare sözü
Ateşlenir yanar sözü
Umutlanır iki gözü
Bakar karlı dağa doğru

Yatmaz yere sersen döşek
Sözünde olmaz şüphe şek
Bazen gökte olur şimşek
Çakar karlı dağa doğru

Ömür yetmez bu kul nider
Sözde sadık ikrar güder
Sen dönderin kendi gider
Sarkar karlı dağa doğru

Onu zara saldı bir gül
Çok ağlama n’olur bir gül
Sedası kesilmez bülbül
Şakar karlı dağa doğru

O süremez zevki sefa
Bu dünyada görmez vefa
Başına taç eza cefa
Takar karlı dağa doğru

Can ayrılır dosttan  olur
Yari görünür mestan olur
Tarihlere destan olur
Vakar karlı dağa doğru

Ölse bırakmaz peşini
Gezer eşini eşini
Selami aşk ateşini
Yakar karlı dağa doğru
    10.11.2012

*

ATIVER GİTSİN
  
Gönül gel gezgin ol yatma yerinde
Sen seni aleme katıver gitsin
Bir nesne görmedin kökü derinde
Gam yükü sırtından atıver gitsin

İster kısa yaşa ister bin yaşa
Ömür heba oldu kar yağdı başa
Çok yorma kendini şu dağa taşa
Mevcut mallarını satıver gitsin

Dert üstüne bir dert daha ekleme
Bir günün bir güne olmaz denkleme
Her zaman mekanı sıla bekleme
Bazen gurbet elde yatıver gitsin

Selami kalbine koyma gümanı
Felaha er yaşa dini imanı
Vaktinde uyanıp seher zamanı
Mevlanın aşkına çatıver gitsin
   28.05.2011

---------------------------------------------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder