21 Nisan 2014 Pazartesi

RAMAZAN OKUMUŞ*



Araştırmacı - Eğitimci

DOĞUMU : 1950 Yılında Maraş merkez ilçeye bağlı Kürtül köyünde doğdu.

 EĞİTİMİ : İlkokulu doğduğu köyde, liseyi Maraş’ta ve Erzurum Nene Hatun Öğretmen okulunu bitirdi. İstanbul’da öğretmenlik yaptı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi, Edebiyat fakültesi, Türk dili ve edebiyatı bölümünü bitirdi.

Sırat’ı Müstakim’in (*) Tasnif ve İnteksini yaptı.

GÖREVLERİ

Maraş Eğitim Enstitüsü ve Öğretmen Lisesi, Endüstri meslek Lisesi, İmam-Hatip lisesi ve İbrahim Çalık Lisesi Edebiyat öğretmenliği, Nevşehir - Gülşehir Lisesi.
Kıbrıs; Sedat Simavi End. Mes. Lisesi, Öğretmen Okulu ve Haydar Paşa Ticaret Lisesinde Türk Dili ve edebiyat Öğretmenliği yaptı ve Koordinatör olarak çalıştı.

EMEKLİ: 2002 Yılında emekli oldu.

SEÇİM:  Birara Maraş  İl Genel Meclisi Üyeliğine seçildi.

ESERLERİ

1· Kıbrıs Türk Şiiri (Güldeste)

2. Kıbrıs Türk Nesri (Güldeste)

----------------------

(*) 1908 Yılında Eşref Edib’in çıkardığı dergi. Bu dergi daha sonra Sebil’i Reşat olarak yayın hayatını sürdürdü.

Yazar Ramazan Okumuş, 1908 Yılında yayınlanan Sırat’i Müstakım dergisini 182 sayısını inceledi.

Mehmet Akif Ersoy,un ilk şiir ve yazıları Sırat’ı Müstakım de yayınlandı.
----------------------
Araştırmacı Yazar Ramazan Okumuş'un  Kıbrıs Türk Şiiri (Güldeste) eserinden iki ozanı örnek olarak veriyorum.

HAKKI YÜCEL

1952 yılında Kıbrıs’ın İnönü (Sinde) köyünde doğdu. Kaleburnu’nda başlayan ilk öğrenimini sırasıyla Larnaka ve Lefkoşa’da tamamlamıştır. Lefkoşa Türk Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. Yine İstanbul ‘da ihtisasını tamamlayarak 1981 yılından itibaren Serbest Göz hekimi olarak çalışmaya başladı. Halen mesleğini sürdürmektedir.
İlk şiirlerini lise yıllarında yazdı. Anlamlı çıkışını “74 Kuşağı” olarak tanımlanan genç şairler grubu arasında yapmıştır. Şiirlerinin bazıları Türkiye ve Kıbrıs ‘ta çıkan çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı .

“Acı Sürgün” (1986), yayınlanan tek şiir kitabıdır .

KIŞ ŞİİRİ

Aylardan kasımdı
Seller alıp götürmüştü İstanbul’u
Baktım geçen kuşun ardından
Gökyüzü kırık bir daldı

Sigaraya başladım tekrar
Gün yeni açılan paketti
Anıları yakıyordum ucundan
Külü ki yasak sevgiliydi

Dayadım başımı cama
Bulutların ortasında bir dünya
Uğultusu yokuşa tırmanıyordu
Düşenler ve geçenler vardı hala

(Acı Sürgün , 1986- Lefkoşa)

KARANFİL

-O çiçekte açan dört şaire –

hani bir damla kan düşer suya
ala boyanır mavinin gömleği
ya da bir ses vurur karşıdan dağa
bütün gökyüzü duyar aksini

dağa değil çiçeğe vurmuştu
karanfil koymuştu çiçek adını
suya değil ufka kanatlanmıştı
bulutlar kesmişti akınını

soyunda sessiz bir ağaç
solan yapraklardan sancılı sürgünden
ateş karıldı kor bulundu yanan kömürden
bir kıvılcım çizdi umudun bayrağı

karanfil sen bir çiçektin
ölü toprak nasıl duysun kanını
açardın gençtin ve güzeldin
tomurcuğun silerdi eskinin figanını

dört elden kesildi göbeği
uzun bir şirin sancılı sabahı
savaş geçti dostluk kaldı
karanfil rüyaların çiçekli durağı

sen ki yeşeren bir sevdaydın
solan bir mevsimin yorgun göğsünde
kırıldın düştün dağıldın
adın şimdi hangi geçenin sesinde

------------------

NEVZAT YALÇIN

Kıbrıslı olan Nevzat Yalçın,1949 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir süre radyo spikerliği ve Londra’da 1958 ‘den 1964’e kadar Türkiye Büyükelçiliği’nde tercümanlık yapmıştır. Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim üyelerindendir.
Şiirlerinde aruz ölçüsü yanında hece ölçüsünü ve serbest biçimleri denemiştir. Şiirlerinde çeşitli konuları işlemiştir. Kıbrıs’la ilgili şiirlerinde ise Kıbrıs’ın güzelliğini ve Kıbrıs sevgisi konu olarak hakimdir.


KIBRIS’A SESLENİŞ

Kıbrıs, bugün, yarın inan olsun kanımdasın
Sevginle sen uzakta değil ta canımdansın
Ömrün boyunca benzetemem vehmedip seni
Gafletle afrodit diye yazmışlar ismini.

Yok yok yabancı şarkıya gelmez senin sesin
Sen gözlerinde nemle tüten Fatma , Ayşe’sin
Sen bunca yüz yılın yiğit ecdadımın kızı
Sen kanlı maceraların aksiyle kırmızı.

Itrınla toprağınla karışsan haşır neşir
Ruhumla kalbim işte bu hicranla söyleşir
Bir pembe tül içinde hayalin mi gördüğüm
Bağırmak bir yılan gibi, hasret düğüm düğüm .

Sen nerdesin ve maviliğin şimdi nerdedir?
Gönlüm o burcu burcu tüten bahçelerdedir
Her an kulaklarımda sesin, her yanımda sen.

(Halkın Sesi Gazetesi)


MERDİVEN

Kırkbirinci basamağında şimdi
Boşluğa uzanan bir merdivenin
Avuçlarında bir yığın gül var
Ve Senfoni Pastoral’i Bethoven ‘in
Gizli orkestralarda çalınıyor .

Ömrün yarısından ötede
Kar yağa dursun şafaklarıma
Bakıp da bakıp da aklarıma
Öfkeleniyorum aynalara
Acı söyleyen dost aynalara

Güçlü ellerimle yasak bahçelerde
Sarı ayvalar güz çiçekleri topluyorum.

Sonbaharın nar çiçekleri
Nar kırmızımsı ağızlar gibidir.
Varsın dönedursun havada kuşlar
Henüz bir öğle zamanı içimdeki
Ne korku, ne telaşa hacet var
Bir altın çağın başındayım dostlar.

Kırkbirinci basamağındaki şimdi
Boşluğa uzanan bir merdivenin
Dev sevgilere uzanıyor ellerim
Ve sarı ayvalar, güz çiçekleri topluyorum.

----------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder